Selçuklu sultanı, bir fermanla birlikte Osman Gazi ye emirlik alameti olan "tuğ", "alem", "tabi" ve "nakkare" de göndermiştir. Ferman, Osman Gaziye bir ikindi vakti takdim edilmiş, Osman Gazi Selçuklu'ya hürmetin ifadesi olarak ayakta durarak nevbet vurdurmuştur (çaldırmıştır). Böylece Osmanlı Devletinin resmî mehteri başlamıştır. Fatih Sultan Mehmed Han zamanına kadar nevbet vurulurken padişahların ayakta dinlemesi âdetti. Fatih, Karamanoğulları yok edildikten sonra ayakta dinlemeyi kaldırarak oturarak dinleme şekline çevirmiştir.Resmî mehter, padişah mehteriydi ki, buna "Mehterhâne-i Tabi u Alem-i Hâssa" denirdi. Padişah sefere çıktığı zaman mehter takımı on iki misline çıkarılırdı. Sefer ve harp esnasında padişah mehterhanesi, saltanat sancaklarının altında durup, nevbet vururdu. Bundan başka ikindi vakti, Otağ-ı Hümayun önünde nevbet vurmak âdetti.
Hükümdar mehterleri beş vakit vururlardı. Bundan başka padişah cüluslarında, kılıç alaylarında, harplerde zafer haberi geldiği zaman ve arife divanlarında nevbet vurulurdu. Mehterler, harp meydanlarında gece karanlığında bile ordugâh nöbetçilerinin uyumaması için devamlı çalardı. Harp esnasında ise, padişahın veya seraskerin yanında durup, harp boyunca askerin cesaretini arttırmak ve düşmana dehşet vermek için çalınırdı.