22 Nisan 2025 Salı

Batıcı Osmanlı Padişahına Atfedilen Bir Haram Sevda Meselesi ve Hünkar Beğendi Yemeğinin Hikayesi

 İçinde Rezil  Bir Aşk Hikayesi Saklı Olan Yemek: Hünkar Beğendi

1867 yazının, yüzyıllar sonra dahi hatırlanacak çok rezil  bir hikaye için milat olacağını kimse tahmin etmezdi...

İstanbul, çocukların uyuduğu, kuşlarınsa güneşin doğuşuyla şakımaya başladığı bir güne uyandı. Simitçi, sopasına simitlerini takmış, Cağaloğlu yokuşundan aşağı evlere seslenerek salınırken, imparatorluk, tüm ihtişamıyla yüzyıllardır olduğu gibi şehrin siluetini selamlıyordu.


Amma velakin dönemin batıcı padişahı Abdülaziz, sarayda değildi, hatta İstabulda bile değildi. Alışılmamış bir hal. Çünkü imparatorlukta padişah tahtında değilse seferde demekti. Ancak bu kez padişah seferde değildi. Üçüncü Napoleon ve eşi imparatoriçe Eugenie, uluslararası bir sergi için davet ettikleri Osmanlı İmparatoru Sultan Abdülâziz'i Paris'te ağırlıyorlardı. Bu önemli bir ziyaretti çünkü Sultan Abdülâziz, sefer dışında sırf ziyaret için ülke dışına çıkan ilk ve son imparator olarak tarihe geçti.

Ancak tarihe geçen sadece bu değildi. Kaynaklar der ki Boğaz'ın sularına gizlenen  rezil aşk, Paris'te, o sergide başlamıştı bile.

Bu karşılaşmanın üzerinden 2 yaz, 2 kış, 2 sonbahar, 2 ilkbahar geçti. Batıcı Sultan Abdülâziz, o porselen yüzlü, ceylan bakışlı Eugenie'yi unutmadı. Onu etki altına almış olan Napoleonun hanımı olan  Eugenie de o Batıcı Osmanlı padişahını...
Yıllar geçerken. Süveyş Kanalı'nın açılışına Napoleonun  eşi İmparatoriçe Eugenie de davetliydi. Mısır'a gemiyle giderken İstanbul'a, Abdülâziz'in yanına uğradı. Şehre ayak bastığında maviliklerde kanat çırpan kuşlar, Abdülâziz'in haram helal dinlemeyen aklında ve  yüreğinde de pır pır ediyordu.

Napoleonun eşi İmparatoriçe Eugenie, Boğaz'ın şaşaalı ama mağrur bekçisi Beylerbeyi Sarayı'na ayak bastığında, Sultan Abdülâziz de Dolmabahçe Sarayı’ndan saltanat kayığıyla saraya gelmişti bile. Hediyeler ardı ardına gelmişti ancak Abdülâziz'in gecelik entarisi yapılması için Eugenie'ye hediye ettiği şal çoktan şehrin tüm sokaklarında fısıltıların ana konusu olmuştu bile.Düşünün Halife sıfatını taşıyan şahıs rezil bir aşkla dşllere düşmüştü.

Gerçek mi değil mi bilemeyiz millet dedi ki  Eugenie ve Sultan Abdülâziz o gece zina yaptı Söylentiler durmadı, Sultan Abdülâziz'in annesi Pertevniyal Valide Sultan buna dayanamadı, haremi ziyaret eden Eugenie'ye "Memleketine dön, senin kocan yok mu!" diye bağıracak kadar hem de…Fransız gazeteleri İmparatoriçe İstanbul’dan artık dönmesi yönünde haber yapmıştı.

Ancak bu rezil aşk hikayesi elbette  mutlu sonla bitmedi. Onların yüzleri bir daha gülmedi. Batıcı Abdülâziz anlaşmazlığa düştüğü genç batıcılar tarafından tahttan indirildi, öldürüldü. Üçüncü Napoleon, eşi Eugenie ile birlikte sürgüne gönderildi. Bu söylenti  hikaye akıllarda hep bir soru işaretiyle kaldı ta ki...

Ta ki İspanyol Kültür Merkezi "Cervantes Enstitüsü"nün Müdürü Pablo Martin Asuero'nun yayınladığı "Mavi Sütunlu Saray" kitabına kadar. Bu kitapta bu rezil aşk hikayesi doğrulandı, tarih sayfalarında soru işaretleri silinerek rezil bir hatıra olarak yer aldı.Ve Osmanlı saltanatının neticede Allah tarafından neden sona erdirildiğinin bir açıklaması olarak akleden kalplerde yerini aldı.

Sürgünle birlikte Fransa'ya gidemeyen rezil aşık Eugenie, 40 küsur yıl aradan sonra İstanbul'a yeniden geldi. Padişah Sultan Reşad'a, Abdülâziz'in oğlu Yusuf İzzettin Efendi'yi görme talebini iletti. Bu, küllenen rezil aşkına hem yeniden bir "merhaba", hem de "elveda" demekti.

Bu rezil aşk hikayesi bununla bitmedi. Bir de tarif kaldı bize hatıra. Hünkar beğendiden bahsediyoruz. Evet, bu yemekteki hünkar, bizzat Sultan Abdülâziz'in kendisi.

Hünkar beğendi yemeğinin temelinde elbette  Napoleeonun hanımı Eugenie ile Batıcı Sultan Abdülâziz'in rezil aşk hikayesi var. 
Yemeğin nasıl ortaya çıktığıyla ilgili iki görüş var::

. Birincisi, Napoleon'un eşi İmparatoriçe Eugenie İstanbul'a geldiğinde aşçısını da beraberinde getirmişti. Aşçısı matbahta (mutfakta) beşamel sos hazırlarken, Osmanlı aşçısının dikkatini çekti ve Osmanlı aşçısı beşamel sosa közlenmiş patlıcan katarak bir deneme yaptı. Üstüne imparatorluğun tarih boyunca pek sevdiği eti de ekledi ve batıcı padişah Abdülaziz'e sundu. O da bu  yemeği çok sevdiğinden, yemeğin adı hünkar beğendi oldu.

İkinci görüş ise şöyle; Napoleon'un eşi Eugenie'nin İstanbul'a gelişi onuruna bir davet vermeye hazırlanan Batıcı Sultan Abdülâziz, heyecanı ölçüsünde hazırlanan yemekleri bir türlü beğenmez. En sonunda Sultan'ın beğendiği bir yemeğin hazırlığına girişen aşçılar, sonunda hünkarın beğenisini kazanınca yemeğin adını hünkar beğendi koydu. Yemeği Napoleon'un eşi Eugenie de o kadar beğenmiş ki, tarifini de beraberinde götürdüğü söylenir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder