Osmanlıyı yıkan hamleleri yapanlar her nedense halka kendilerini çok hayırsever göstermişlerdir Osmanlı Devletinde.
Çeşitli entrikalarla kaliteli şehzadeleri ve büyük komutan Pargalı İbrahim Paşayı katlettiren Hürrem de çok hayırseverdi hukuk sistemini İslam hukukuna uygunluktan çıkaran Islahat Fermanını ilan eden Dolmabahçe Sarayını tonlarca altınla borç parayla yapıp borç bataklığında batıran Sultan Abdülmecid de..
Aşağıda Abdülmecidi örnek insan zanneden safiyane yaklaşımın ürünü olan bir yazıyı göreceksiniz
"Sultan II. Mahmut Han vefat edip de ebedi aleme göçünce 16 yaşındaki genç şehzade Mecid Efendi, Osmanlı toprağına sultan olur. Lakin dönem badireli ve karışıktır: Fransızların teşviki yüzünden (II.Mahmut idare etmeği beceremediği için Fransız teşviki değil gerçek sebep) ayaklanan Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa Kütahya’ya kadar gelmiş( yeniçerileri kaldırıp hiçbir savaş tecrübesi olmayan modernist orduyla savaşmanın sonucu ), sadrazam ile anlaşamayan kaptan-ı deryanın ihaneti( daha adam seçmeyi becerememiş ), donanmayı Mısır’a teslim etmesi gibi sayısız olaylar vûku bulmuştur… Genç padişahın ustaca zekası sayesinden işler yerine oturmuş felaketler önlenmişti. ( Önlenen herhangi bir felaket yok. Aksine adım adım yıkılışa götürüş var.)
Tanzimat Fermanı, Hariciye Nazırı Mustafa Reşid Paşa tarafından hazırlanıp 3 Kasım Gülhane’de okunmuştur. Bu ferman padişahın suçluları bizzat cezalandırma yetkisinden vazgeçiriyordu. Böylece Osmanlı Devleti “Mutlak bir monarşiden” vazgeçip “Meşruti bir monarşiye” geçiyordu. Sultan Abdülmecid ilk defa belli bir salâhiyetlerinden kendi isteği ile vazgeçiyordu. Günümüz Avrupa hükümdarları gibi hükümete müdahale etmeden saltanat sürmüştür. 1840’ta taşralarda idari, mali ve adli işlere bakmak üzere seçimle bir meclis toplamıştır. Bu kişiler halkın seçtiği heyetlerdir. (Bu heyetlerle Osmanlıda ayrılıkçılık büyük bir hız kazanmıştır.Sami Aksoy)
Paris Barış Konferansı’nda Avrupa devletleri ile Osmanlı Devletini barıştırmıştır. Avrupa’yı teşkil eden 5 büyük devletten biri olmuştuk. Barışçıl bir politika izleyen Sultan Mecid Efendi bu sebep ile tuğrasının yanında bir çiçek motifi eklemiştir.( Bu yaptığı ifsadları örtmek için de Mukaddes beldelere yine çok hizmet etmiştir. Şekli İngiliz Kralına benzeyen Abdülmecid aynı zamanda halife unvanını da taşıyordu.) Bu yolda şaşılacak bir himmet göstermiştir. Kabe’yi ve Mescid-i Haram’ı esaslı bir şekilde tamir ettirmiş, Altın Oluk’u yenilemiştir. Medine’deki Mescid-i Nebevi’yi orijinal binası üzerine ve sütunların bile yerleri bozulmadan yeniden inşa ettirmiştir. İsmi bu mescide yeni açtığı Bab-ı Mecidi adlı kapı ve üzerine gömülmüş tuğrası ile yaşamaktadır.
Hücre-i Saadet’e döşemek üzere gönderdiği kâşi tuğlalar altına el yazısı ile kendi ismini mütevaziyâne şekilde yazdırmıştır. Bâbüsselam kemerine yazılmak üzere hazırlanan yazıdaki şâhâne kelimeleri kabul etmeyerek "İki cihanın saltanatı Resulullah’a mahsustur." demiştir.
Sultan Abdülmecit Han saltanat sürdüğü devirlerde hep ilklere sahne olmuştur. ( Osmanlının batıyla entegrastonu ve batının daha kolay müdahalesini sağladı.)Dünyanın (değil Osmanlıdaki) ilk telgraf hattı İstanbul-Varna arasında kurulmuştur, ilk telgrafı da Sultan Abdülmecit çekerek oradaki asker evladlarının hatırını sormuştur. İlk demiryolu Aydın-İzmir arasına döşenmiştir. (Osmanlıdaki) İlk kâğıt para çıkarılmıştır, Yeni mahkemeler(laik mahkemeler) ve devletin ihtiyacı olan memurları yetiştirmek üzere mektepler kurmuştur. İlk hususi gazete, ilk banka, ilk nüfus sayımı Sultan Mecid Han devrinde olmuştur. Sultan Abdulmecid Han’ın 8 şehzadesinden 4’ü sultan olmuştur (devleti batıranlar) ve tarih sahnesinde görülmemiş bir olaya da imza atmıştır.
Nakşî meşrepli bir sultandı Mecid Efendi. Vefatından sonra kabrini ecdadı içinde en çok sevdiği Yavuz Sultan Selim’in yanına gömülmesini ve türbesinin onunkinden daha alçak olmasını istemiştir. Yakınlarda bulunan Yanyalı İsmet Efendi Nakşî tekkesi dervişlerinin her cuma gecesi akşam ile yatsı arasında türbesinde hatm-i hacegan yapmalarını vasiyet etmiştir (Böylece yaşarken uymadığı İslam dininin ahiret hesabından da başkaları üzerinden kurtulmaya çalışmış) Sultan Abdülmecit Han 24 Haziran 1861 tarihinde 38 yaşında vefat etmiştir., "
İtalik yazılar bana ait tahlillerdir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder