1908 darbesinden sonra İttihatçıların ülke de oluşturduğu genel zulüm düzenine ve İttihatçı olmayan/batının devşirmeliğini kabul etmeyen alaylı subayların ordudan atılması zulmüne karşı gelişen 31 Mart Olayı ardından 1909'da, II. Abdülhamid İttihat ve Teratkki tarafından tahttan indirildi ve 65 yaşında olan Veliaht Reşad Efendi yine İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin desteğiyle tahta çıkartıldı. Saltanat adı olarak, asıl adı olan "Reşad" değil, "Mehmed" adının kullanması kararlaştırıldı. Bu isim değişikliği ayandan Ferik Sami Paşa önerisiyle yapıldı ve gerekçesinin Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'a ordusuyla girişi ile Hareket Ordusu'nun İstanbul'a gelişi arasında bir bağlantı kurmak olduğu belirtilmektedir. Padişahlığa Meclis-i Milli kararıyla gelmesine rağmen, Osmanlı Hanedanı'nın "ekber evladı" olması ile de padişahlığı hakkı bulunmaktaydı.
Güncel haberler ile Dünya Tarihinin derinliklerinde ve ince ayrıntılarında yatan tarihi anlatıyorum.
Sayfalar
- İnsanlığın Altın Çağı/Siyer
- Misal Şahsiyetler /Tarihin Şeref Levhaları
- İslam Tarihi
- Abbasiler
- Selahaddin Eyyubi
- Uzak Tarih
- İhanet Grupları Tarihi
- Uzak Doğu Tarihi
- Yakın Doğu Tarihi
- Uzak Batı Tarihi
- Orta Batı Tarihi
- Anadolu Tarihi
- Bitlis Tarihi
- Şanlıurfa Tarihi
- Adıyaman Tarihi
- Elazığ Tarihi
- Bingöl Tarihi
- Mersin Tarihi
- Diyarbakır Tarihi
- Uzak Afrika Tarihi
- Orta Afrika Tarihi
- Yakın Afrika Tarihi
- Modernist Dünya Tarihi
- Uzak Asya Tarihi
- Yakın Asya Tarihi
- Garip Şahıslar
- Evliyalar Tarihi
- Diller Tarihi
10 Nisan 2025 Perşembe
V.Mehmet Reşat'ın İttihatçılarca Devletin Başına Geçirilmesi ve V.Mehmet Reşat Dönemi
Cülus töreni Beyazıt'ta bulunan Harbiye Nezareti binasında yapıldı. Bu tören için yeni padişah Dolmabahçe Sarayı'nda Sirkeci'ye kadar "İhsaniye" istimbotuna binip gitti. Bu deniz yolculuğu sırasında donanma gemilerinden yapılan şeref top atışları onu korkuttu. Sirkeci'den Beyazıt'a saltanat arabası ile çıkarken yolun iki tarafında dizili İstanbullular tarafından coşkunlukla alkışlandı. Biat duasından sonra yaptığı konuşmada "Hürriyetin ilk padişahı benim ve bunda müftehirim" demiş ve bundan sonra "Meşrutiyet Padişahı" olarak anılmaya başlanmıştır. V. Mehmed, Osmanlı padişahları arasında tahta çıkan en yaşlı padişahtı. 5 Mayıs 1909'da II. Abdülhamid'in son sadrazamı olan Ahmed Tevfik Paşa İttihad ve Terakki Cemiyeti üyelerinin zorlamaları ile istifa etti ve yeni hükûmet Hüseyin Hilmi Paşa sadrazamlığı altında kuruldu.
10 Mayıs 1909 günü V. Mehmed için Eyüp'te kılıç alayı yapıldı. Padişah Dolmabahçe'den "Söğütlü" yatına bindi ve Boğaz ve Haliç üzerinden denizden Eyüp'e gitti. Eyüp Türbesi'nde Şeyhülislam Sahip Efendi ve Konya Mevlevi Dergâhı Postnişini Abdülhalim Efendi tarafından Sultan Osman'ın kılıcını kuşandı. Sonra saltanat arabasına binen V. Mehmed Fatih Camii'nde Fatih türbesini ziyaret etti. Sonra yine saltanat arabası ile Dolmabahçe Sarayı'na döndü.
Padişah olarak ilk icraatlarının başında ikamet sarayının ve Cuma alaylarının değiştirilmesi oldu. Abdülhamid'in ikamet sarayı olan Yıldız Sarayı'ndan ayrıldı ve Dolmabahçe Sarayı'na yerleşti. Fakat Dolmabahçe Sarayı eski ve bakımsızdı. Saray çok ayrıntılı olarak onarımdan geçirildi; saraydaki bütün odalar, bodrum katı dahil olmak üzere tamir edilip uygun bir hale getirildi ve elektrik ve kalorifer tesisleri yapıldı. Fakat Sultan Mehmed Reşat gaz lambasını elektriğe ve soba ile ısınmayı kalorifere tercih ettiği için kurulan yeni tesisat kullanılmadı.[4] . Zaten İttihatçılar için önemli olan teknolojiye yatkınlığı değil, kendi bozuk fikirlerine yatkınlığıydı.Haftalık Cuma alayı semtin değişik camilerinde yapılmaya başlandı. Bu nedenle Abdülhamid döneminde kullanılmaması dolayısıyla İstabl-i Amire'de bekleyen landolar ve saltanat arabaları onarıldı; şehir yollarına alışık yeni atlar satın alındı; seyis ve arabacılara yeni sırmalı üniformalar hazırlandı. Böylece zaten dara düşmüş ekonomi iyice dara düşmüş oldu. Yaptırdıkları israfın haddi hesabı yoktu.Kortej protokolü sorunlarına çare olarak bu alaylarda padişahın yanına en kıdemli asker Ahmet Muhtar Paşa'nın oturtulmaya başlandı.
Sultan II. Abdülhamid'in padişahlığı sırasında devlette tek söz sahibi kişi olacağı için devlet işlerinde tecrübe edinememişti ve yaşı da 65'e gelmişti. Zaten yumuşak huylu ve zayıf iradeliydi. Bu nedenlerle padişahlığı sırasında devlet yönetimi daha çok İttihat ve Terakki Partisi'nin genç ve dinamik ileri gelenlerinden Enver Paşa, Talat Paşa ve Cemal Paşa'nın elinde kaldı. Bu özellikleri itibariyle de maceraperest ve Alman Hayranı Enver Paşa için kullanılmaya oldukça müsait bir yapısı vardı. Bu liderlerin yeni padişahı çok sevdikleri gösterileri yapılmaktaydı. Böylece insanlığın o zayıf damarından da yararlanıyorlardı. Misal piyasaya onun adını taşıyan "Reşat Altını" sürüldü. Birçok İstanbul semtine, Anadolu kasaba ve köylerine "Reşadiye" adı verildi. V. Mehmet'in ilk saltanat günlerinde adi suçluların ve özellikle 31 Mart Olayı ile ilişkili ve İttihad ve Terakki Partisi aleyhtarı siyasi suçluların kentin meydanlarında asılmalarına onay vermeyeceğini mabeyn üyelerine ısrarla bildirmesine rağmen sonunda iktidarda bulunan İttihat ve Terakki Fırkası idarecilerinin ısrarlarına karşı gelemeyip bunlara onay vermek zorunda kaldı.Şehir halkı meydanlarda kurulan darağaçlarda asılan suçluların cesetleri İstanbul'da olağan görüntüler haline geldi. İttihat ve Terakki ülkede ali kıran baş kesen olmuştu. Zulümleri yeri göğü inletiyordu. Öyle ki bir noterin bile Mehmet Reşattan fazla yetkisi olduğunu söyleyebiliriz. Mehmed Reşat'ın saltanat döneminde gayet çok sayıda kanun, kararname ve irade-i saniyeye hiçbir itiraz şerhi koymadan ve hatta farkına varmaksızın onay vermesinin baş örneklerinden biri oldu.
Kaynak:Wikipediadan ve şimdiye kadar okumuş olduğum diğer kaynaklardan yararlanarak yorumlayıp hazırladım.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder