29 Temmuz 2025 Salı

Liyakat Tuzağının İhanet Olarak Gerçekleştiği Bir Osmanlı Paşası : Hasan Tahsin Paşa



Messaria'da (şimdiki Molista) doğmuş bir Arnavut olduğu iddia edilmektedir. Ancak Yanya'da Rum Zosimea lisesinde okudu, akıcı şekilde Rumca bilmesi aslen Rum olduğunu düşündürmektedir. 1870 yılında Katrin'de jandarmalığa başladı, daha sonra astsubay olarak Osmanlı Ordusu'na katıldı. Kısa süre sonra subay oldu, 1881 yılında Yanya Jandarma Komutanı oldu. 1908-1910 yılları arasında Yemen valisi olarak görev yaptı. 

Birinci Balkan Savaşı başladığı sırada Selanik'teki 8. Geçici Kolordu Komutanı olarak görev yapmaktaydı. Prens Konstantin komutasındaki Yunan kuvvetleri, güneyden Selanik şehrine ilerlemeye başladı. Sarantaporon, Vardar ve Yenice Muharebeleri'nde Yunan kuvvetlerini durdurma görevi verildiyse de o ırkı olan Rumluğun gereğini yaparak yenilgiyi kabul etti.22. Tümen'in kalıntılarından, 1 Anadolu redif tümeninden ve V. Kolordu'dan bir kısım birlikler olmak üzere, toplam 30.000 civarı asker ve yalnızca 30 topla direnme görevi verildiyse de 2-3 Kasım tarihlerindeki muharebelerde yenilgiye uğramayı  başardı . Beklediği şekilde Kuzeydoğu'dan da 7. Bulgar Tümeni'nin Selanik'e yaklaşması üzerine Yunan komutanlarıyla şehrin teslim için görüşmelere başladı. İçi rahatlamış Rumluk davasına iyi bir hizmet edip Osmanlıya ihanet etme fırsatını yakalamıştı. 8 Kasım [E.U. 26 Ekim] 1912'de Selanik'i ve 26,000 Osmanlı askerini Yunan ordusuna teslim etti. I. Konstantin, dönemin başbakanı Venizelos'a ordunun ve şehrin teslim haberini telgrafla bildirdiğinde paşa zor durumdaydı.
Bu sebepten Divan-Harb tarafından vatan haini olarak gıyabında yargılandı ve idam edilmesine karar verildi.

Yunanlar tarafından serbest bırakılmasından sonra, önce her hain gibi Fransa'ya, sonra İsviçre'ye kaçtı. 1918 yılında Lozan'da öldü ve oraya gömüldü. 1937 yılında mezarı büyük hizmetler ettiği Yunanistan'ın Selanik şehrine taşındı. Savaş esnasında emir subaylığını yapan oğlu Kenan Mesare Yunan vatandaşı oldu ve özellikle Balkan Savaşları'nı resmettiği tablolarıyla tanındı. Diğer oğlu Kemal Mesare kendini Arnavut zannettiği için Arnavutluk'a taşındı, daha sonra Arnavutluk'un Yunanistan büyükelçisi olarak görev aldı. Zira içlerindeki o Yunan Rum aşkı hiç bitmiyordu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder